28 Haziran 2018 Perşembe

CARUSO

Sayın müzisyen arkadaşlarım:

CARUSO” Pavarotti başta olmak üzere birçok sanatçı tarafından söylenmiş, “Lucio Dalla”nın önemli bir bestesidir. Bu çalışmamda parçayı “Andrea Bocelli”nin performansından notaladım. Trafiği de Bocelli’nin okuduğu gibidir.

Armoni; elbette ki belli kurallar dâhilinde yazılabilir ama akorlarda yorum da önemli bir faktördür. Sık sık yinelediğim gibi; yorum ve özellikle armoniler “Bence”dir ve mutlak doğru olduğu da iddia edilmemektedir. 


Bojidar Çipof


15 Şubat 2018 Perşembe

ARMONİDE “BEŞLİLERİN ÇEMBERİ” İLE “DÖRTLÜLERİN ÇEMBERİ”


Müziğin; insanoğlunun etrafında hep var olan seslerin fark edilmesi ile başladığı kabul edilir. En yaygın ve kabul edilen tarihi bilgi; müzikte matematiksel bir sistem olduğunu görerek, yazmanın gerektiğine ilk olarak “Pisagor”un vardığıdır. Bugün kullanılan, beş çizgili portrenin yaygın olarak kullanılmasına kadar, müziğin geçirdiği zaman yolculuklarında ortaya melodileri yazarak saklamanın farklı şekilleri var olmuştur.  Çok kısa olarak Bizans Kilise Müziği’nde kullanılan yöntemin en önemli yöntemlerden biri olduğunu ve sonraki dönemlerde ortaya çıkan başka yöntemlere de dayanak olduğunu düşünüyoruz.

(Bugün Rum ve Yunan kiliselerinde, hâlâ Bizans notaları ve makamları kullanılmaktadır. Bizans Notaları: Do=Ni, Re=Pa, Mi=Vu, Fa=Ga, Sol=Di, La=Ke, Si=Zo olarak sıralanmaktaydı.)

9. Yüzyılın ortalarında günümüzdeki notaların adları (Si hariç)Guido d’Arezzo(Arezzo’lu Guido) tarafından verilmiştir. Guido bu adları, “Aziz Yohannes Battista İlahisi”ndeki mısraların birinci hecelerinden alarak takmıştı. Günümüzdeki beş çizgili porte sistemine ise 11. Yüzyıl’da geçilmiş, ancak başta Bizans notalama sistemi olmak üzere başka yöntemlerin kullanılmasına çok uzun süre daha devam edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde İstanbul doğumlu bir Osmanlı Ermeni’si olan bestekâr ve tambur üstadı “Hamparsum Limonciyan” (1768-1839) adlı müzisyenin oluşturduğu “Hamparsum Notası” olarak bilinen bir notalama sistemi ilk olarak Ermeni kiliselerinde kullanılmaya başlandı. Bu notalama sistemi Türk musikisi tarihinde de parçaların yazılarak günümüze ulaşmasında çok önemli rol oynamıştır.

(Kısaca yaptığımız bu girizgâh ile müziğin tarihsel serüvenini anlatmak elbette mümkün değildir. Belki başka bir makalede bu konuyu etraflıca ele alabiliriz.)

Bu yazımızda nasıl ki “Do Majör Gamı”nı bilmeden müziğe adım atılamayacağı gibi, bemol ve diyez gibi arızalar alarak ortaya çıkan 12 tonaliteyi de bilmeden ve bu 12 tonalite üzerindeki arızaların matematiksel bağlantılarını bilmeden ya da anlamadan armoninin temel başlangıcına adım atılamaz.  

Bu grafik: Saat yönünde; “Beşlilerin Çemberi(Circle of Fifths), Saat yönünün tersine görülen tonları, yukarı doğru hesapladığımızda “Dörtlülerin Çemberi(Circle of Fourths) olarak tanımlanmaktadır.

İlk olarak 1679’da “Nikolay Diletsky” adlı Ukrayna’lı bir müzik teorisyeni tarafından çizilmişti. Arama motorlarına “Circle of Fifths” yazdığınızda onlarca basit ya da anlaşılması zor grafikler bulabilirsiniz.

(Nikolay Diletsky’in çizdiği tarihsel grafik PDF dosyasında bulunuyor)

Bazı fikirlerde müzik için “İlahi” terimi kullanılır. Bu noktada dinî ilahileri kast etmedim. Bizzat müziğin kendisi için “İlahi”  bir olgu diyorum. Nasıl ki tabiat; içinde sayısı henüz tam olarak saptanamamış sayıda renk ürettiyse ve bu bir ilahi güç tarafından sağlanıyorsa. Müzik için de aynı düşüncede olabiliriz diye düşünüyorum.

Yaşamın her evresi içinde aynı zamanda matematiği barındırır. Müzik de matematiğin en yoğun olduğu bilim dallarından biridir. Ve tonları saat yönünde matematiksel olarak hesapladığımızda hep beşli ve saat yönünün tersine hep dörtlü olduğunu görüyoruz.


Saat Yönünde

Saatin Ters Yönünde


Circle of Fifths”i de bu kadar basit olarak anlatmak elbette doğru değil ya da mümkün değil. Daha sonraki yazılarımızda melodiler içindeki armonileri neye göre tespit ettiğimiz konularını ele aldıkça bu çemberin önemi daha çok anlaşılacaktır. 


Bojidar Çipof



(Grafik çizimde; Sibelius, Photoshop ve Corel programları kullanılmıştır)